Has Parti Gençlik 23 Nisan Mesajı Yayınladı

güngören Has parti gençlik koları başkanlığından 23 nisan bayramı ile ilgili mesaj yayınladı.

Kıymetli Basın Mensupları…

TBMM’nin açılışının doksan ikinci ve aynı tarihin çocuklara ithaf edilişinin ise yetmiş yedinci senesi kutlanıyor; yurdun kuzeyinde, güneyinde, doğusunda ve batısında. Gönül ister ki; çocukların tümüne atfedilen bu gün, hakikaten bir bayram havasında geçsin. Gönül ister ki; bu gün, çocuklarımızın gönüllerinin pırpır ettiği, tebessümlerinin eksik olmadığı bir gün olsun.

Hatırlanacak, çocuklar. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı koltuklarında yine çocuklar oturacaklar. Basın mensupları ile makamda bulunan çocuklar, hoşça vakit geçirecekler, geleceğe dair sorular cevaplanacak, gülüşecekler, akşam ana haberlerde “güldüren veya terleten sorular” başlıkları çıkacak. 

Yine hatırlanacak, çocuklar. Kendi bayramlarında kendilerine şefkat ve sevgi beklenirken, dev stadyumlarda, meydanlarda naif ve hoş yöresel oyunlarımızı başarı ile büyüklerine sergileyecek, alkış alacak ama sonra sahne arkasına çekilecekler. “Çocukların bayramı” derken tatilin keyfini çıkaracak, ebeveynler.

Gazeteler bir ay önce “Kayseri’de kaçırılan üç çocuktan birisine tecavüz edildiğini ve daha sonra üçünün de öldürüldüğünü” yazdıkları ana sayfalarına, bugün dev puntolarla “Geleceğimiz: Çocuklar” başlıkları atacaklar.

Evet, yine hatırlanacak, çocuklar. Ama bazıları hatırlamak istemeyecekler, bazı çocukları. O bazı çocukların çoğu da onları hatırlayamayacak maalesef:

Ceylan, hatırlayamayacak. 28 Eylül 2009'da Lice'de hayvanlarını otlatırken, sözüm ona elindeki tahtayla bomba atar mühimmatına vurduğu için hayatını kaybeden 14 yaşındaki Ceylan Önkol hatırlanmayacak, belki. 25 Mayıs 2010 günü Van'da Mustafa Muğlalı Kışlası atış poligonu yakınında oynarken ölen 13 yaşındaki Oğuzcan Akyürek hatırlayamayacak; yaralanan 3 çocuk ise, yaralandıkları anlar gözlerinin önündeyken kutlayacaklar, bayramlarını. Şırnak'ın Aslantepe köyü civarındaki askerî kulübe yakınında oynarken buldukları cismin patlaması sonucu ağır yaralanan iki kardeşten ölen 4 yaşındaki Rujiyan İdem de hatırlayamayacak; 4 Kasım 2010'da Safranbolu'daki evinin önünde oyun oynarken bir kurşunun kafasına isabet etmesi sonucu ölen 4 yaşındaki Edanur Avcı da. 2010 yılında 13, 2009 yılında 9 çocuk hayatını bu şekilde kaybetti.

Her 4 saatte bir, çocuklara karşı cinsel istismar yaşanan Türkiye’de 23 Nisan’ı kutlamaktan bahsediyoruz. Dünyada çocuk istismarı (özellikle cinsel istismar) sıralamasında üçüncü olan ülkemizdeki çocuk bayramından söz ediyoruz. Sokaklarda 50 bin çocuk yaşıyor. Bunların 30 bininin cinsel istismara ve tecavüze uğradığı sanılıyor. Sokak çocuklarının yüzde 75′i hırsızlık, gasp, yaralama ve tecavüz suçlarıyla polisin tuttuğu resmî tutanaklardan geçmiş. 2010 yılı içinde 4 bin çocuk gasp gibi suçlardan mahkûmiyet alarak ıslahevlerine konmuş. Son beş yılda ıslahevlerinden ve büyük cezaevlerinin sübyan koğuşlarından adliyeye yansıyan tecavüz vakalarının sayısı ise 250.

Çocuk işçilerin her an daha da arttığı; yoksulluk, göç, eğitim olanaklarının yetersizliği, işsizlik, işverenlerin ucuz iş gücü gereksinimi, iş mevzuatlarındaki yetersizlikler ve mevcut mevzuatın etkin uygulanamaması gibi sebeplerin bu durumu hızlandırdığı bir ülkede 23 Nisan’ı kutluyoruz.

İnandığı değerler üzerine yaşayamayan, yaşayacağı değerlerin kazuistik olarak, tek tek kafalara sokulduğu bir ülkede 23 Nisan’ı kutlamaktan bahsediyoruz. Ömürleri boyunca İslam Dininin sancaktarlığını yapmış bir neslin evladı olarak, dinini tanımanın, ecdadını tanımanın ve inandıklarını yaşamanın hor görüldüğü; bilgi yerine cehaletin pompalandığı bir ülkeden bahsediyoruz. Ve daha nice hak yoksunlukları, nice gasplar…

Anayasasının “Başlangıç” kısmında: “Her Türk vatandaşı bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu” temel ilkesi yer alan bir ülkede onurlu yaşamak için nelere maruz kalındığını görüyor, her vatandaşın doğuştan sahip olduğu hakların mahdut hale getirildiğine göz göre göre şahit oluyoruz.

Yine de ümitliyiz. Medeniyetini ve onu teşekkül ettiren değerlerini tanıyan çocuklarımız var. Yaratılanı, Yaratandan ötürü sevmek idrakine sahip çocuklarımız var. Ülkesinin doğusunda yahut batısında bir çocuğun canı yandığında, kendi yüreğini acımış hisseden; barış, kardeşlik ve refah yanlısı çocuklarımız var. Güzel bakıp güzel görmeyi öğütleyen bir medeniyet için; insanın muhteremliğini, hakça paylaşımı esas alan bir medeniyetin malikleri olarak güzelliklerimiz var ancak, olması gerekenden az. Çocuklarımız yine şen şakrak belki ama neşeleri gerçek değil, ümitleri yıkık, hayalleri 3-4 sene ile mahdut.

“23 Nisan… Neşe Doluyor İnsan” dizesinin her çocukta mündemiç olduğu; gönlün neşe ile dolduğu; bayramın bayram gibi, şen şakrak, dostane ve hoş muhabbetle kutlanılacağı, umutsuzluğun değil ümidin, korkunun değil cesaretin aşılanacağı bir bayram olması ümidiyle çocuklarımızın bayramı bayram ola. Ümidimiz bâki ola.

 

HAS Parti Güngören Gençlik Kolları Başkanı

Burak TÜREDİ